Türk Bilim İnsanlarından Mucizevi “Biyosensör” İcadı
- İç Hastalıkları, Kanser, Kateter Ablasyon, Kemik Kırıkları, Ortopedi, SADS-Ani Aritmiik Ölüm Sendromu, Taşikardi Belirtileri, Taşikardi Tedavileri
- 19 Ocak 2025
- Yorum yaz
- 2.355 kez görüntülendi

Ege Üniversitesi (EÜ) bünyesinde solunum sisteminden kansere kadar birçok hastalığa yol açan nitrik oksit sentaz enziminin aktivesinin ölçülebilmesi için bir biyosensör geliştirildi.
Üniversiteden meydana getirilen yazılı açıklamada, beyin, solunum, kalp damar, mide bağırsak sistemi dahil pek oldukca sistemde ve organda muntazam çalışmadığı vakit hastalıklara neden olan nitrik oksit sentaz enziminin aktivesinin ölçülebilmesi için emek verme başlatılmış olduğu kaydedildi.
Çalışmada EÜ Eczacılık Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Şengün Özsöz, biyomühendis uzman Zeynep Yılmaz ve Atina Üniversitesinden Prof. Dr. Andreas Papapetropoulos’un vazife almış olduğu bildirildi.
Internasyonal TÜBİTAK Projesi ile meydana getirilen ve buluş sahibinin EÜ olduğu anlatılan açıklamada, çalışmada nitrik oksit sentaz aktivesinin kullanıcı dostu ucuz ve kolay bir yöntemle ölçülebilmesini elde eden bir yöntemin bulunmuş olduğu kaydedildi.
“Ulusal patent alınmış durumda”
Açıklamada görüşlerine yer verilen Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, vücutta nitrik oksit seviyesinin artması ve azalmasının, kalp, solunum, sindirim sistemi benzer biçimde birçok hastalığa sebep bulunduğunu, ekiplerinin bu aktiviteyi belirleyen bir biyosensör geliştirdiğini belirtti.
Sensör ile nitrik oksidin azaldığı ya da arttığı durumlarda söz mevzusu hastalıklara yönelik ilaç geliştirme ve doğru tedavi şekillerinin belirlenebileceğini aktaran Budak, şu değerlendirmede bulunmuş oldu:
“Bu anlamda ulusal patent alınmış durumda, patentin ticarileşmesi için de yatırımcılara gerekseme var. Toplumumuza sıhhat anlamında ciddi bir hizmet sunmuş olacağız.” ifadelerini kullandı.
Buluşlarının iki amacı olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Günay Yetik Anacak da biyosensörün hem enzimin aktivitesini hem de bir sitrüllin amino asidinin düzeyini ölçtüğünü bildirdi.
Bu enzim mühim bulunduğunu bildiren Prof. Dr. Anacak, şunları kaydetti:
“Hipertansiyonda, diyabette, solunum sistemi hastalıklarında, kanserde, seksüel fonksiyon bozukluklarında, mide bağırsak hastalıklarında, bunama ve alzheimer şeklinde hastalıkların hepsinde nitrik oksit sentaz enziminin değişik tiplerinin aktivitesinin düşüklüğü ya da fazlalığı problem, eğer biz enzimin aktivitesinin azalıp azalmadığını bulabilirsek ona bakılırsa tedaviyi yönlendirebiliriz. İlaç geliştirme aşamalarında da bu oldukça mühim. Günümüzde bu enzimin aktivitesini ölçen yöntem radyoaktivite gerektiriyor. Bundan dolayı bu enzimin aktivitesini değiştirecek ilaçların geliştirilmesi kolay olmuyor. Sadece bu yöntemle ilaç keşfi ve ilaç taramaları oldukca daha kolay olabilecek.”
Prof. Dr. Pınar Kara Kadayıfçılar da buluşlarının Türkiye’de ve internasyonal anlamda ilk kez meydana getirilen bir şey bulunduğunu, bu biyosensörle piyasaya sürülebilir süratli ve oldukca ucuz çipler geliştirilebileceğini belirtti.
Henüz yorum yapılmamış.