Açık Kalp Ameliyati Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!
- Genel, Kalp Hastalıkları, Kalp Krizi - Heart Attack
- 12 Ekim 2024
- Yorum yaz
- 2.540 kez görüntülendi
REKLAM ALANI
Açık kalp ameliyatı diyince akla, kalbe ulaşmak için göğüs kemiğinin yukarıdan aşağıya kesilip ikiye ayrılması gelir. Cerrahın kalbin her yanını rahatça görebildiği bu yöntem senelerdir dünyanın her yerindeki ameliyatlarda kullanılmakta.
Bu biçim ameliyatı standart olarak kabul eden uzmanlar, son yıllarda açık kalp ameliyatını daha ufak kesiler kullanarak halletmeye başladılar. Mesela, göğsün sağ tarafında birkaç santimetrelik bir yatay kesiyle açtıkları aralıktan girip hastanın mitral kapağını onarabiliyorlar. Aort kapağını değişiklik yapmak, hatta aortun bir bölümünü onarmak için göğüs kemiğinin üçte birini kesmek kafi oluyor.
Göğüs kemiğinin büyük kesiyle ikiye ayrılması hala en yaygın yöntem olarak kullanılsa da minik kesilerle meydana getirilen cerrahi müdahaleler giderek yaygınlaşıyor. Bu değişimde, minik kesilerin daha azca yaralayıcı ve düşük riskli bulunduğunu düşünüp bu seçeneği sunan cerrahlara ve hastanelere rağbet eden hastaların görevi büyük. Lakin, mevzu görünmüş olduğu kadar rahat değil. Yeni yöntemlerin yararlarının yanı sıra dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan güçlükleri de var.
Minik kesi niçin iyi?
Her ameliyattan sonrasında ağrı olur. Ağrının sertliği, meydana getirilen işleme, kesinin yerine ve ebatlarına göre farklılık gösterir. Minik kesiyle meydana getirilen kalp ameliyatlarından sonrasında hastaların bir çok ağrıdan daha azca şikâyet ederler. İyileşme birazcık daha hızlıdır. Bilhassa genç ve orta yaşlı hastalar daha kısa sürede işlerinin başına dönebilirler.
Minik kesinin en mühim yararlarından biri de dış görünüme tesirinin sınırı olan olmasıdır. Mesela, klasik yöntemle meydana getirilen mitral kapak ameliyatından sonrasında göğsünün ortasında yukarıdan aşağıya boylu süresince yapılmış olan kesinin izi kalır. Oysa aynı ameliyat sağ meme altında birkaç santimlik bir izi bırakacak şekilde de yapılabilir.
Minik keside güçlükler neler?
Kesi küçüldükçe cerrahın hem istediği yeri görmesi hem de ellerini ve aletlerini yerleştirip ameliyatı yapması güçleşir. Küçücük delikten yapılacak ameliyatın, standart yöntemle yapılacak işlem kadar muhteşem netice vermesi için cerrahın yeni yöntemde eğitilmiş ve deneyim kazanmış olması gerekir. Kalbin bir kısmı için lüzumlu olan açıklık öteki bir bölüm için kafi olmayabilir. Mesela, hem kapak hem de baypas ameliyatı gerekiyorsa bir tek ufak kesiyle ikisini birden yapmak mümkün olmaz. Hasta daha ilkin kalp ameliyatı geçirmişse, oluşturulan ufak aralıktan kalbe ulaşmak güç olabilir. Ulaşıldığında ameliyat esnasında durdurulan kalbi oksijensizliğe karşı korumak zorlaşır. Bunların bir çok aşılamayacak problemler olmasa da üstün uzmanlık ve geniş deneyim gerekir.
* Açık kalp ameliyatı için meydana getirilen standart keside göğüs kemiği yukarıdan aşağıya kesilip ikiye ayrılır.
* Birçok ameliyat ufak kesilerle yapılabilir. Cerrah kesi yerini, ameliyat yapacağı bölgeye nazaran seçer.
* Bu hastanın iyi kapanmayan mitral kapağı, iki ay ilkin sağ memenin altında 2 santimlik bir kesiden girilerek açık kalp ameliyatıyla onarılmış.
Ameliyat esnasında kalbin görevini makine üstlenir?
Kalp ameliyatlarının büyük çoğunluğu açık kalp yöntemiyle yapılır. Şu sebeple, bir çok süre cerrahın rahat çalışabilmesi için kalbin hareketsiz olması gerekir. Kaldı ki, kapak hastalarında, doğuştan kalp hastası olanlarda kalbi kesip içine girmek gerekir ki, bu atan kalpte mümkün değildir. Kalbin bir dakika bile hareket etmemesi yaşamı çekince yaratacağı için, ilkin bu duruma umar bulmak gerekir. Cerrahın kalbe ulaştıktan sonrasında ilk yapmış olduğu iş, kalp-akciğer makinesini devreye sokmaktır. Sağ karıncığa konulmuş olan bir boru, vücutta kullanılıp oksijenle dolmak için kalbin sağ yanına dönen kanı alıp makineye götürür. Burada oksijenle dolan kan, cerrahın aort damarına yerleştirdiği bir borunun içinden atardamarlara pompalanarak dolaşıma sokulup hücrelere ulaştırılır. Kalbe ne yolla ulaşılırsa ulaşılsın, cerrahi müdahalelerin çoğunda açık kalp ameliyatı tekniği kullanılır. Kısaca, kesinin büyüklüğü ister bir karış olsun ister 3 parmak, içeride yapılanlar fazlaca değişmez.
Atan kalpte ameliyat
Kalbi besleyen koroner damarlar kalbin üstünde olduğundan, baypas ameliyatında kalbi kesip içine girmek gerekmez. Fakat, tıkanıklığın ötesine kan götürmek için, göğüs içinden yada bacaktan alınıp baypas olarak kullanılan damarın dikileceği koroner damarın haraket etmemesi gerekir. Bu koşulların sağlanması için uzun seneler ne olursa olsun açık kalp ameliyatı yöntemi kullanıldı. Ta ki, alternatif bir teknik bulunana kadar.
Cerrahın rahat çalışabilmesi için dikişin yapılacağı koroner damar bölgesini hareketsiz hale getiren minik aletler geliştirildi. İngilizce “Off-pump” denilen, kalp-akciğer pompasının kullanılmadığı bu yöntem, sınırı olan sayıda hasta üstünde meydana getirilen çalışmalarda denendi. Uzmanlarda, ameliyat sonrası bazı problemlerin daha azca görüldüğü, kalp-akciğer makinesinin tüm vücuda ve beyne yapabileceği negatif etkilerden kaçınıldığı izlenimi vardı. Fakat 2009 senesinde New England Journal of Medicine dergisinde gösterilen bir araştırma bu düşünceleri büyük seviyede değiştirdi. ABD’de 18 merkezde, 2200 hastanın rastgele 2 gruba ayrılmış olduğu bu çalışmada, kalp-akciğer makinesi kullanılarak meydana getirilen standart baypas ameliyatının birçok açıdan daha üstün olduğu saptandı. “Off-pump” baypas ameliyatı eski çekiciliğini yitirmiş olsa da bazı hastalarda yararlı ve lüzumlu bir yöntem olarak yerini koruyor.
Ya robotla ameliyat
20 yıl ilkin başlanan ve çeşitli karın ameliyatlarında başarıyla kullanılan robotlar, 90’ların sonlarında kalp ameliyatlarında da deneniyor. Ilkin mitral kapağının onarımında kullanıldı. Pek parlak olmayan ilk sonuçlara bakan kalp cerrahlarının mühim bir kısmı, standart yöntemlerine döndü. Azimle yollarına devam eden birkaç genç ve yenilikçi cerrah, tekniği geliştirerek uygulamaya devam etti. Bugün, azca sayıda da olsa bazı kalp ameliyatlarının robot kullanılarak olağanüstü başarı göstermiş şekilde yapıldığı merkezler var. Robot üç bölümden oluşuyor. Göğüste oluşturulan minik deliklerden sokulup kalbin yakınına yerleştirilen neşter, pens şeklinde cerrahi aletler, video kamera ile ışık deposu ve bu aletlerin yönetim edilmiş olduğu makina ve bağlantıları.
Ufak kesi mi, standart ameliyat mı?
Ufak kesiyle yada robotla meydana getirilen ameliyatların her hastada mühim yararlar sağlamış olduğu hemen hemen kati verilerle kanıtlanamadı. Ağrının daha azca, hastanede yatış süresinin daha kısa olabileceği yönünde veriler var. Kozmetik yararı hepimiz kabul ediyor. Her hastada değil fakat bazı hasta gruplarında yeni yöntemle yapılacak ameliyat yaşam kurtarıcı olabilir. Mesela, ağır akciğer hastalığı olan kişilerde ufak kesi yada robot kullanılması, ameliyat sonrası ortaya çıkacak ciddi solunum sorunlarını önleyebilir.
Son söz: En mühim ve unutulmaması ihtiyaç duyulan nokta, yeni şekilleri kullanarak hastaya muhteşem hizmet sunulabilmesi için, cerrahın yoğun bir eğitim ve tecrübeye ihtiyacı olduğudur. Aksi takdirde, kesi ufak olacak diye ameliyatın mükemmeliyetinden fedakârlık etmek zorunda kalınır.
Kaburgalar içinde 2-3 santimlik kesilerden, robotun kollarının uzantısı olan borular sokulur. Cerrahi aletler bu borular vesilesiyle kalbe ulaştırılır. Borulardan birinin içinden geçen ışık deposu ve video kamera göğsü ameliyatta açılmış bir hastanın kalbi iyi mi görünüyorsa öyleki gösterir.
Cerrah hastanın yanı başlangıcında değil, robotun kollarının yönetim edilmiş olduğu makinenin önünde oturur ve göğsün içinden gelen video görüntülerine bakar. Bu makinenin ne olursa olsun ameliyathanede ya da aynı binada hatta aynı şehirde olması bile gerekmez.
Robotla meydana getirilen ameliyatlarda, kasıktan toplardamara yerleştirilen boru oksijenden fukara kanı (mavi) kalp-akciğer makinesine getirir. Burada oksijenle dolan kan (kırmızı) boruyla kasıktan atardamarlara akar.
Ameliyatta kullanılan robotun en mühim özelliklerinden biri, insan elinin ve parmaklarının yaptıklarına yakın bir haraket kabiliyeti sağlamak için oldukca yönlü bileşik haraketleri hayata geçirmeye olanak tanımasıdır. Daha da ötesi, cerrah, neşterin kesmeye başladığı, iğnenin dikmek için saplandığı dokunun ne kadar sert yada esnek bulunduğunu bile hissedebilmektedir.
Cerrah bir video oyunu oynar şeklinde makinanın kollarını oynatarak dokuları neşter ile kesip iğne ile diker. Bugün kullanılan robotlar o denli gelişmiş teknolojiye sahipler ki, bu yöntemde ustalaşmış bir cerrah, ufak haraketleri, duyarlı işlemleri büyük kesiyle meydana getirilen ameliyatlardaki mükemmellikte yapabiliyor.
REKLAM ALANI
Henüz yorum yapılmamış.