Kalp Hastalıkları – Koroner Arter Hastalığı Nedir?
- Kalp Krizi - Heart Attack
- 22 Kasım 2024
- 2 Yorum
- 5.555 kez görüntülendi
Koroner Arter Hastalığı
Koroner arter hastalığı nedir?
Koroner arter hastalığında, kalbin yüzeyindeki kalp kasına lüzumlu oksijen ve gıda maddelerini taşıyan damarlar (arterler) etkilenir.
Yaşlılık ve öteki birçok unsur, yumuşak ve esnek olan bu damarların sertleşmesine niçin olur. Bunlar zaman içinde damar içine doğru büyür ve “plak” adını alırlar. Yeteri kadar büyümüş olan bu plaklar zaman içinde koroner arter kan akımını engeller. Ek olarak plaklar düz ve pütürsüz olan damar yüzeyini bozup, pürüzlü bir hal almasına niçin olurlar. Bu pürüzlü yüzeyler pıhtı oluşumuna; bu pıhtılar ise zaman içinde kan akımını tamamen engelleyip ansızın damarın tıkanmasına niçin olabilir.
Koroner arter hastalığının tesirleri nedir?
Koroner arter hastalığında daralmış olan koroner arterlerde kalp kasına gelen kan miktarı azalır. Bitkinlik, göğüste gerginlik, bası hissi, yanma, çoğu zaman sol kola vuran ağrı, çeneye doğru yayılan ağrı şeklinde şikayetler, azalmış olan kan akımının göstergeleridir. Egzersiz ve stres şeklinde kalbin kan ihtiyacını arttıran durumlar bu şikayetleri başlatabilir ve dinlenildiğinde çoğu zaman geçer.
Eğer koroner arter ansızın tıkanır ise, kalbin o bölgesine kan akımı tamamen kesilir. Bu durumda bir miktar kalp kası kalıcı olarak zarara uğrar. Bu durum çoğunlukla geçmeyip uzun süre devam eden göğüs ağrısı ile beraber olur ve miyokard enfarktüsü yada kalp krizi olarak adlandırılır. Enfarktüste kalp kası, skar dokusu adında olan ve kasılma kabiliyeti olmayan bir doku şeklinde iyileşir. Eğer skar dokusu ufak ise iyileşme acele olur; geniş ise kalbin kanı pompalama kabiliyeti etkilenir, kalbin emek verme gücü azalır.
Koroner arterlerdeki daralmayı gidermek için ne yapmak gerekir?
Koroner arterlerde daralmaya yol açan plaklar çoğu zaman arterin belli bir bölgesinde bulunur. Daralmış kısmın ilerisinde çoğu zaman damar çapı normaldir. Koroner arter hastalığı bir yada iki damarı kapsıyor ise, darlık cerrahi işlem gerektirmeden genişletme ile açılabilir. Bu da ufak bir balon yardımı ile gerçekleştirilir. Bu işlemin adı balon anjioplasti (PTCA)’ dir. Eğer koroner arter hastalığı birçok damarı kapsıyor ve karışık ise, koroner arter by-pass cerrahisi gerekir. Bu ameliyatla, daralmış damarlara kan elde eden yeni damarlar eklenmiş olur.
Kapak Hastalıkları
Kalpte 4 tane kapak bulunur. Yaşamın herhangi bir döneminde, çeşitli sebeplere bağlı olarak, bu kapakların bir yada birden fazlasında problem çıkabilir. Bu hastalığın sebepleri ise doğumsal yada kalıtsal olabilir. En fazla etkilenen kapaklar aort ve mitral kapaktır. Sadece üçüncü olarak triküspit kapak da etkilenerek mesele çıkarabilir. Kapakla ilgili hastalık, kapağın daralması sonucu kan akımının azalması yada yetmezliği sonucu kanın geriye kaçması durumudur. Darlık yada yetmezlik tek tek görülebileceği benzer biçimde, her ikisi birden de meydana gelebilir.
Kalp kapaklarında görülen bu hastalık kalbin yükünü daha çok arttıracağı için, uzun sürmesi halinde kalbin yapısında geri dönüşü zor bozukluklara niçin olabilir.
Damar Hastalıkları
Anevrizma
Anevrizma, büyük damarların balonlaşması anlamına gelmektedir ve yaşamsal tehdit oluşturur. Bu balonlaşma derhal kalp çıkımında (göğüs boşluğunda) olabildiği şeklinde, karın boşluğunda da olabilir. 4 santimetre.’nin üzerindeyse ne olursa olsun ameliyat edilmelidir.
Karotis
Beyni besleyen boyun damarlarındaki darlık anlamına gelen karotis hastalığı; kalp hastalarında çoğunlukla görülmektedir. Bu damarlar elde uyuşma, baş dönmesi, nüzul, hatta ölüme yol açabilir. Kalp ameliyatı olacak her hasta ameliyat öncesinde bu yönden denetim edilmekte ve gerekirse ameliyat edilmektedir.
Ateroskleroz (Bacak damarlarında tıkanıklık)
Sistemik bir hastalık olan ateroskleroz (damar tıkanıklığı), koroner damarları olduğu şeklinde bacak damarlarını da etkileyerek ağrı, adım atma güçlüğü şeklinde şikayetlere yol açabilir. Eğer hastanın adım atma mesafesi 50 metrenin altına düşmüş ise, periferik by-pass adında olan cerrahi girişim uygulanmalıdır.
Ritim Bozuklukları (Atriyal Fibrilasyon)
Kalbimiz dört odacığa bölünmüştür. Üstten alta doğru bölündüğünde, kalbimizin iki yarısından her birindeki odacıklar, üst (atriyum – kulakçık) ve alt odalar (ventikül – karıncık) olacak şekilde iki bitişik pompa oluştururlar. Tek bir kalp atışı esnasında pompalar iki aşamalı bir devirde işlerler. Ilkin, daha ufak atryumlar (kulakçıklar) kasılır ve gevşemiş ventrikülleri kanla doldurur. Yarım saniye sonrasında, güçlü ventriküller (karıncıklar) kasılır ve atriyumlar gevşeyip dolarken, kanı vücut dolaşımına verirler. Etkili kan dolaşımı için bu çekme ve pompalama sisteminin ritmik uyum içinde emek harcaması gerekir. Buna ek olarak etkili bir kan dolaşımı için vücut dinlenmedeyken düzgüsel bir kalpte dakikada 60 ile 100 atış olan muntazam bir kalp hızı kontolüne gerekseme vardır. Bu iki faktörün düzenlenmesi kalbin elektriksel sistemi tarafınca oluşturulur. Her kalp atışı normalde sinüs düğümleri denilen özelleşmiş bir grup hücreden doğar. Üst sağ atriyumda yer edinen sinüs düğümü kalbinizin naturel kalp pilidir (pacemaker). Kalp atışlarını başlatan elektriksel ikazları kendiliğinden üretme kabiliyeti vardır. Düzgüsel kalp ritmi “sinüs ritmi” diye adlandırılır.
Kalp aritmileri kalbin elektriksel sisteminde kusurlar oluşmasının herhangi bir aşamasında oluşabilir. Aritmileri nereden kaynaklandıklarına (atriyumlar yada ventriküller) yada sebep oldukları kalp atış hızına bağlı olarak sınıflandırırız. Taşikardi – dakikada 100 atıştan daha çok – süratli kalp atışına karşılık gelir. Barikardi yavaş – dinlenmede dakikada 60 atıştan daha azca – kalp atışına karşılık gelir. Her taşikardi yada barikardi bir hastalığı belirtmez. Örneğin bir egzersiz esnasında kalp dokulara oksijence varlıklı kan sağlamak için hızını arttırırken sinüs taşikardisi oluşturması normaldir. Atletlerin kalpleri oldukça verimli çalıştığından kalp atışları dinlenmede dakikada 60 atışın altındadır.
Atriyal fibrilasyon, atriyum odacıklarının süratli ve düzensiz atışıdır ve en yaygın görülen aritmidir. Atriyal fibrilasyon oluşma riski başlıca 65’ten sonrasında yaşlandıkça kalbinizin işlevlerini etkileyebilecek düzgüsel aşınma ve eskimeye bağlı olarak artış gösterir. Atriyal fibrilasyon esnasında atriyumların elektriksel faaliyeti uyumsuz hale gelir. Atriyumlar o denli süratli çarpar ki, – dakikada 300 ile 400 atışa ulaşacak kadar süratli – titremeye başlarlar (fibrilasyon). Elektriksel dalgalarda da, sakin bir gölete bir avuç çakıl taşı attığınızda oluşan durum şeklinde aynı düzensiz etkinlik vardır. Kalbin kulakçıklarındaki elektrik karmaşası, karıncıkların da düzensiz çalışmasına neden olur. Bu yüzden nabız kimi zaman süratli, kimi zaman yavaş, bazı atımlarda dolgun, bazı atımlarda da zayıftır.
Atriyal fibrilasyon klinikte en sık karşılaşılan ritim bozukluklarındandır. Romatizmal kalp hastalığı, hipertansiyon, kalp yetersizliği şeklinde yapısal kalp hastalıkları atriyal fibrilasyon gelişimi için mühim birer risk faktörüdür. Atriyal fibrilasyon yaşam standardını düşüren semptomlarının yanı sıra, sistemik emboli, hemodinamik bozukluk, taşikardiye bağlı miyopati benzer biçimde komplikasyonlara yol açmaktadır.
Atriyal fibrilasyonlu hastalarda sinüs ritminin sağlanmasının üç yolu vardır:
- İlaç tedavisiyle; Bir grup ilaçlar bilhassa yeni atriyal fibrilasyona girmiş hastalarda sinüs ritminin yine temininde başarılıdır. Başarı oranı AF süresinin uzunluğuyla ve birlikte rol alan ek bir kalp rahatsızlığının varlığıyla azalır.
- Anjiyografik yollarla; kalpte belli ileti yollarının anjioda “kateter ablasyon” denilen bir yöntemle etkisiz hale getirilmesi ve erken yakalanmış AF olgularında bilhassa birlikte rol alan başka bir kalp hastalığı yoksa denenebilir.
- Ameliyatla; ritim bozukluğuna neden olan kalp ileti sistemi etkisiz hale getirilerek düzgüsel sinüs ritmi tesis edilir.
Ben yorum yazdım daha cevap alamadım ilgilierinize teşekkürederim 43 yaşındayım büyük tansiyon140 küçük tansiyon90 normalmi dir teşekkürediyorum
dündenberi kalbim hep kkonuşuyorsanki iiçimde kocaman oldu
Arkadaşlar her zaman siz hasta olmayacaksınız ya. 🙂 Doktor olarak bende hastaydım bir müddet. Size cevap veremedim kusura bakmayın.
Filiz hanım, Normal durumdasınız. 6-8 /11-14 arası kişiden kişiye değişebilir. Rahat olun. kalbinizin sesini dinlemeyi bırakın. yediğimiz yemeklerle, ortam koşullarıyla vb. tansiyonumuz değişebilir.
Saygılar
Dr Emin